Kayıtlar

Mayıs, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
  ÇOCUKLUK TARAFINDAN İKİNCİ YOLCULUĞA BİR BAKIŞ Bazı çocuklar yaralıdır, öfkelidir, anlamsız sıkıntılar, korkular içinde debelenip dururlar. Bazı büyükler de öyle. Bu yazı onlardan bahsetmektedir. Bu yazının burada yazılanları okuduğunda içi acımayanlar, yazılanlarla savaşma veya yazılanlara üzülme lüksü olmayanlar için bir anlamı vardır. Aramızda kendi yaralı çocukluğunu sırtında, karnında, boğazında gezdiren büyümüş çocuklar gezer, durur. Acaba içimizdeki çocuk bizden ne istemektedir? Belki de sadece içimizde bir çocuk olduğunu gerçekten hissetmemiz bile ona yetecektir… Çocuklukta yaşananlar bir sır olsun ya da olmasın bizim şimdiki baktığımız pencereden tam anlamıyla görülemezler. Orda bir çocuk vardır uzakta, aklımızda, düşüncelerimizde, belki bir siluetten başka hiçbir şeyi kalmamış. Çocuk halimizin huzursuzluğunu, eksikliğini, derin içsel sıkıntısını ve anlamlandıramayıp bastırdığı şeyleri çok derinlere gömdüğümüz, kilitli bir sandığa kapattığımız için bazen çok zor olur...
  HAKİKAT IRMAĞINDA HERKES ÜRYANDIR! Kabul et Süleyman dünya bir hayaldir. Soluduğun hava, bastığın toprak, içtiğin su, yandığın ateş hayaldir, daim sanma. Kabul et, her kim dalmışsa bu hayale elbet uyanacaktır bir gün, sultan olsan kar etmez. Hakikatin ırmağında herkes üryandır. Dünya bağında vefa kokusu olmadığı için, vücudunda yaraların yer yer açan gül olduğunu kabul et. Ey gönül, bu dünya evinin manzarasını gördüğünü kabul et. Tutalım, Feridun olup dünyayı baştan başa gezdim, Rüstem olup alemde bu dünyanın pençesini vurduğunu kabul et. Bugün yücelik meydanında istediğin gibi ok'lar atıp, Devlet yayını çekmek için elinde kurduğunu kabul et. Dünya ülkesinde İskender ve Hızır olup ömür sürdüğünü kabul et. Kendinin dünya tahtının Süleyman'ı olduğunu kabul et. Ancak sonunda taht, taç ve saltanat yok olur. Bu mülkün sonu yaprak dökümüdür. Zira ecel vakti ulaşır. Kabul et Süleyman dünya bir hayaldir. Soluduğun hava, bastığın toprak, içtiğin su, y...
  İKİNCİ YOLCULUK BİR SORU: Bizler hayatımız boyunca birtakım problemler ile yüz yüze geldik, bu problemlerin bazılarını halledebildik Geri kalanların çoğu travmaya neden oldu. Beyin bu travmaları neden tamir edemiyor. Her hatırladığımızda neden çocukluğumuza gidip o travmaları parça parça dağınık bir şekilde karşımıza çıkarıyor.? Sanki pazılın parçaları gibi bütününü bir türlü göstermiyor ki olayı çözebilelim neden? Dediğiniz gibi hepimizin bazılarını çözdüğü bazılarında ise takılıp kaldığı ve bir türlü aşamadığı sorunları vardır. Az ya da çok bir acı, öfke ve korku geçmişimiz vardır. Sorunsuz travmasız bir hayat ancak bir hayalden ibarettir. Hayat beraberinde bizi rutinden çıkaran bir sürü iniş ve çıkış getirir. Çocukluk döneminde yaşadığımız travmaların ve “kapanmayan yara” olarak kaydedilmiş dosyaların bazıları yaşadığımız olaylarla ve kazandığımız tecrübe veya olgunlukla şifa bulurlar. Yaşadığımız sıkıntılar, yediğimiz darbeler, yolunda gitmeyen bir sürü şey bizi hayatın ger...
  İKİNCİ YOLCULUK İnsanlar hafızasını tamamen kaybetmediği sürece nasıl bir çocuklukları olduğunu az ya da çok hatırlarlar. Nasıl bir çocukluk? Acılarla dramlarla dolu, ilgisiz ve hiç hatırlanmak istenmeyen bir çocukluk mu? Ya da masallardaki gibi neşeli, huzurlu, çoşku dolu ve hatta el bebek gül bebek mi? Belki de ikisinin bir karışımı? Nasıl bir çocukluk yaşandığının şimdiki öfkemizle, korkumuzla ya da diğer sıkıntılarımızla doğrudan bir ilgisi yoktur. Belki psikoloji bilimi açısından durum çok farklıdır. Ancak çocuklukta nelerin yaşandığı ikinci yolculuk için doğrudan gerekli bilgiler değildir. Dramlarla, acılarla dolu bir çocukluk yaşadığı halde öfkesi, korkusu ya da takıntısı olmayanlar olduğu gibi el bebek gül bebek bir çocukluk yaşayıp büyük öfke patlamaları yaşayanlar da olabilir. Çocukluk nasıl geçmiş olursa olsun bizim için o dönemde yaşanılanların değil, yaşanılanların nasıl algılanıp hangi tür duygu dosyaları şeklinde kaydedildiğinin önemi vardır. Yaşanılanların olduğ...
  ÖFKENİN NEDENİNE YOLCULUK Hayat bir yolculuktur. Geriye doğru, ileriye doğru, derine doğru, yüzeye doğru, aşağı ve yukarı doğru bir yolculuk. Bütün yolculukların birleşmesinden bir kemalat yolculuğu yani olgunluk yolculuğu bakiyesi çıkar. Her insanın anlık ve birikmiş bir kemal/olgunluk seviyesi vardır. Bu bakiye şu an net olarak anlaşılamasa da hayatın ilk çıkış noktasında yani ölüm sırasında bir kesişim noktasında kendisini belli eder. Bakiyenin içerisinde tüm duygularla ve bunlarla ilişkimizle ilgili sonuçlar da vardır. Öfke bu yüzden önemlidir. Kesişim noktası ile ilgili sırlar zihne ait bir bilgi değildir. Zihin seviyesinde idrak edilmediği için ancak ruh ve kalp düzeyinde anlaşılabilir. Kesişim noktasının bulunduğu yer insanı meleklerden de yüce ya da aşağıların aşağısı arasında bir yerde, milyarlarca belki de var olan insan sayısı kadar farklı bir yerde ve bir olgunluk noktasında belirler. İlerde bir grafik şeklinde bu kesişim noktasından bahsetmeye çalışacağız. Kişi kem...
  MİSAFİRHANE İnsan kısmı bir misafirhane, Her sabah yeni birisi gelir. Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik, Aniden farkına varmak bir şeyin, Hepsi beklenmedik misafir. Hepsini karşılayıp eyle! Evini vahşetle süpürüp, Bütün mobilyalarını boşaltan Bir kederler kalabalığı bile gelse. Her geleni alnının akıyla misafir et. Olur ki yeni bir zevk getirmek için Boşalttılar evini. Karanlık düşünce, utanç ve garez, Hepsini gülerek karşıla kapıda Ve buyur et içeri. Minnettar ol her gelene Kim gelirse gelsin. Çünkü bunların her birisi Öte taraftan bir kılavuz Olarak gönderildi.   HAZRETİ MEVLANA ÖFKE BİR KILAVUZDUR! (ÖFKE SERİSİ 2) Döngüsel öfkesi olmak yani ara ara öfke patlamaları yaşayıp içine atmak ya da dışına patlamak bunu yaşayanlar için bir kılavuzdur. Evet, onları bunun nedenine ulaşmaları için teşvik eden bir kılavuzdur. Öfkenin bir sonuç olduğundan ve nedenine inmek gerek...
 BU ÖFKEM NEDEN?      (ÖFKE SERİSİ 1) WHY THIS ANGER? (ANGER SERIES 1)      İşler yolunda gitmediğinde ya da istediğimiz gibi gitmediğinde öfkelenebiliriz. Bu oldukça normaldir. Öfke bilinçaltı kontrolünde bir duygudur ve aslında ortaya çıktıktan sonra kontrol edilmesi mümkün değildir. (Bastırmak ve yatıştırmak kontrol etmek değildir aksine kontrol edememektir.) Öfke patlar. Evet öfke çoğu zaman gerçekten patlama zamanı gelmiş bir volkan gibi patlar. Hem de bazen öyle bir basınçla patlar ki öfkelenen kişi kontrolden çıktığı için kendisi de olanları anlamaz.       Hem ortaya çıkana kadar hem de çıktıktan sonra ilginç bir hikayesi vardır öfkenin. Hiç bir öfke bizzat o yaşanan olayın karşılığı değildir. Mutlaka altında onu o hale getiren bir hikayesi vardır yani altı doludur. Bilinç altı temizlenmiş kişinin kontrolden çıkacak bir öfke yaşaması mümkün olmadığı gibi, gelen öfke duygusuyla savaşması, bastırması veya onu yatıştırması ...