MİSAFİRHANE

İnsan kısmı bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.

Bir sevinç, bir bunalım, bir zalimlik,
Aniden farkına varmak bir şeyin,
Hepsi beklenmedik misafir.

Hepsini karşılayıp eyle!
Evini vahşetle süpürüp,
Bütün mobilyalarını boşaltan
Bir kederler kalabalığı bile gelse.

Her geleni alnının akıyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek için
Boşalttılar evini.

Karanlık düşünce, utanç ve garez,
Hepsini gülerek karşıla kapıda
Ve buyur et içeri.

Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Çünkü bunların her birisi
Öte taraftan bir kılavuz
Olarak gönderildi.

 HAZRETİ MEVLANA

ÖFKE BİR KILAVUZDUR! (ÖFKE SERİSİ 2)

Döngüsel öfkesi olmak yani ara ara öfke patlamaları yaşayıp içine atmak ya da dışına patlamak bunu yaşayanlar için bir kılavuzdur. Evet, onları bunun nedenine ulaşmaları için teşvik eden bir kılavuzdur. Öfkenin bir sonuç olduğundan ve nedenine inmek gerektiğinden bahsetmiştik. Her öfke krizi bu işin nedenine inmek, işi kaynağında çözmek için bir çağrıdır. Bu çağrıyı duymamanın sebebi, çağrının hızımıza göre çok daha yavaş bir frekanstan gelmesidir. Nasıl ki bugün sadece dikkatimizi verdiğimiz ve çok daha hızlı frekanstaki sesleri duyarak ve diğer sesleri aslında algıladığımız halde fark etmeden şu ana kadar geldiysek içimizdeki onarıcı sistemden gelen birçok sesi ve uyarıyı da bu şekilde duymayız. Örneğin bugün kalktığınızdan beri bir sürü kuş sesi duymuş olabilirsiniz, minik serçeler avazları çıktığı kadar bizi duy diye seslenmiş olabilirler, kumrular kendilerini kabartarak sizin için coşkulu şarkılar söylemiş olabilirler, esen rüzgârın kulaklarınızdan geçerken, yağan yağmurun yere düşerken çıkardığı sesler size bir şeyler anlatmaya çalışmış olabilir. Bütün hepsi bir akış içinde ve her şeye rağmen bir şeylerin yolunda olduğunu kulağınıza fısıldamış olabilir. Biyolojik ritmimizin çok üzerinde bir ritimle yaşadığımızda olan ve yaşanan bir çok şeyle irtibatımız kesildiği gibi ruhumuzla ve kalbimizle de irtibatımız kesilir. Bu durumda ancak bir patoloji ortaya çıktığında yani ancak içimizdeki sistem hastalık sinyalleri verdiğinde bir şeyleri fark etmeye başlayabiliriz. Belki de başlamayıp dikkatimizi bu sefer yine bir sonuç olan hastalığa yöneltiriz. Mesela midem ağrıyor, başım dönüyor, panik atak oldum, sosyal anksiyetem var ya da takıntılarım var, obsesif kompulsifmişim deriz. Önemli olan sistemin akışının bozulduğunun bize bildiriliyor olması ancak kulaklarımızın bunu duyacak frekansa ayarlı olmamasıdır. Şu durumda öfkenin gerçek nedenine inmek için yavaşlamamız gerekiyor. Umarım size bunun nasıl bir yavaşlık olduğunu ve bu yavaşlıkla kazanabileceğiniz yüksek enerjiyi ilerdeki yazılarımızda anlatabilirim.

Öfke diğer yüksek frekanslı duygular gibi içimizdeki kılavuzun sesini bastıran bir duygudur. Bazı yüksek frekanslı duygularla da kardeştir. Ara ara öfke patlamaları yaşayıp bunu bir şekilde bastıran, kontrol altına alan ya da yatıştıran bir kimsenin aynı zamanda korku denilen yüksek frekanslı duyguyu da iyi tanıyor olması gerekir. Çünkü öfke ile korku kardeştir. Öfke kişinin başkalarından ve hatta bazen kendisinden de korktuğunu gösteren bir kılavuzdur. Öfke aynı zamanda değersizlik ve yetersizlik duyguları ile de kendisini gizler ya da açığa vurur. Şimdi söyleyeceğim şey çok önemlidir. Öfke patlaması yaşayanlar, öfkelendikten sonra kendilerine dönüp bir de öfkelendikleri için kendilerine öfkelenebilirler. Bu durum mükemmeliyetçilik duygusuyla kendisini tuttuğu halde bir gün kontrolden çıkan ve suçlamakla biten bir maceradır. Öfke patlamalarını içinde yaşayıp dışarı yansıtmamayı uzun süre başaranlar, oldurma çabasının ve akışa teslim olamamanın mahkumları arasından seçilirler. Öfkenin nedenine inmeye ve derinleşmeye önümüzdeki yazılarımızda devam etmek umuduyla sizlere en başta verdiğim Hazreti Mevlana’nın Misafirhane şiirinin dizeleriyle veda ediyorum. Muhabbetle kalın.

MİNNETTAR OL HAYATINA VE BAŞINA HER GELENE, KİM GELİRSE NE GELİRSE GELSİN.

ÇÜNKÜ BUNLARIN HER BİRİSİ, ÖTE TARAFTAN BİR KILAVUZ OLARAK GÖNDERİLDİ.

Yorumlar

  1. Iki günde BİNGO
    1. Öfke kendini haklı çıkarma ve haklılığını kanıtlama çabası anlayana. Öfkeleniyorsun bi konuya konu uzuyor bir bakıyorsun sonuçta öfkelendiği konudan uzaklaşmış basta neye öfkelendiği unutuyorsun çünkü kimse seni anlamıyor. Öfkelensende en iyi çözüm yeni öğrendim diyologg girmeden büyülü kelime "hayirlisi "Allah nasip ederse"
    2. Misafir kim gelirse gelsin elinde ne varsa sun güler yüz sıcaklık göster dinle ve uğurla.
    İçimi mi okudun yoksa bizi mi gözetliyorsun yoksa tesadüf mü? Yok yok Allah yazdırıyor size bize okusunlar da benim kudretini görsünler diye değil mı? Iki gündür aynı durumu yaşıyorum. (Hallederiz Kadir)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar