MİSAFİRHANE |
İnsan kısmı bir misafirhane, |
HAZRETİ MEVLANA
ÖFKE BİR KILAVUZDUR! (ÖFKE SERİSİ 2)
Döngüsel
öfkesi olmak yani ara ara öfke patlamaları yaşayıp içine atmak ya da dışına
patlamak bunu yaşayanlar için bir kılavuzdur. Evet, onları bunun nedenine
ulaşmaları için teşvik eden bir kılavuzdur. Öfkenin bir sonuç olduğundan ve
nedenine inmek gerektiğinden bahsetmiştik. Her öfke krizi bu işin nedenine
inmek, işi kaynağında çözmek için bir çağrıdır. Bu çağrıyı duymamanın sebebi,
çağrının hızımıza göre çok daha yavaş bir frekanstan gelmesidir. Nasıl ki bugün
sadece dikkatimizi verdiğimiz ve çok daha hızlı frekanstaki sesleri duyarak ve
diğer sesleri aslında algıladığımız halde fark etmeden şu ana kadar geldiysek içimizdeki
onarıcı sistemden gelen birçok sesi ve uyarıyı da bu şekilde duymayız. Örneğin
bugün kalktığınızdan beri bir sürü kuş sesi duymuş olabilirsiniz, minik
serçeler avazları çıktığı kadar bizi duy diye seslenmiş olabilirler, kumrular
kendilerini kabartarak sizin için coşkulu şarkılar söylemiş olabilirler, esen rüzgârın
kulaklarınızdan geçerken, yağan yağmurun yere düşerken çıkardığı sesler size
bir şeyler anlatmaya çalışmış olabilir. Bütün hepsi bir akış içinde ve her şeye
rağmen bir şeylerin yolunda olduğunu kulağınıza fısıldamış olabilir. Biyolojik
ritmimizin çok üzerinde bir ritimle yaşadığımızda olan ve yaşanan bir çok şeyle
irtibatımız kesildiği gibi ruhumuzla ve kalbimizle de irtibatımız kesilir. Bu
durumda ancak bir patoloji ortaya çıktığında yani ancak içimizdeki sistem
hastalık sinyalleri verdiğinde bir şeyleri fark etmeye başlayabiliriz. Belki de
başlamayıp dikkatimizi bu sefer yine bir sonuç olan hastalığa yöneltiriz.
Mesela midem ağrıyor, başım dönüyor, panik atak oldum, sosyal anksiyetem var ya
da takıntılarım var, obsesif kompulsifmişim deriz. Önemli olan sistemin
akışının bozulduğunun bize bildiriliyor olması ancak kulaklarımızın bunu
duyacak frekansa ayarlı olmamasıdır. Şu durumda öfkenin gerçek nedenine inmek
için yavaşlamamız gerekiyor. Umarım size bunun nasıl bir yavaşlık olduğunu ve
bu yavaşlıkla kazanabileceğiniz yüksek enerjiyi ilerdeki yazılarımızda anlatabilirim.
Öfke
diğer yüksek frekanslı duygular gibi içimizdeki kılavuzun sesini bastıran bir
duygudur. Bazı yüksek frekanslı duygularla da kardeştir. Ara ara öfke
patlamaları yaşayıp bunu bir şekilde bastıran, kontrol altına alan ya da
yatıştıran bir kimsenin aynı zamanda korku denilen yüksek frekanslı duyguyu da
iyi tanıyor olması gerekir. Çünkü öfke ile korku kardeştir. Öfke kişinin başkalarından
ve hatta bazen kendisinden de korktuğunu gösteren bir kılavuzdur. Öfke aynı zamanda
değersizlik ve yetersizlik duyguları ile de kendisini gizler ya da açığa vurur.
Şimdi söyleyeceğim şey çok önemlidir. Öfke patlaması yaşayanlar, öfkelendikten sonra
kendilerine dönüp bir de öfkelendikleri için kendilerine öfkelenebilirler. Bu
durum mükemmeliyetçilik duygusuyla kendisini tuttuğu halde bir gün kontrolden
çıkan ve suçlamakla biten bir maceradır. Öfke patlamalarını içinde yaşayıp
dışarı yansıtmamayı uzun süre başaranlar, oldurma çabasının ve akışa teslim
olamamanın mahkumları arasından seçilirler. Öfkenin nedenine inmeye ve
derinleşmeye önümüzdeki yazılarımızda devam etmek umuduyla sizlere en başta
verdiğim Hazreti Mevlana’nın Misafirhane şiirinin dizeleriyle veda ediyorum.
Muhabbetle kalın.
MİNNETTAR
OL HAYATINA VE BAŞINA HER GELENE, KİM GELİRSE NE GELİRSE GELSİN.
ÇÜNKÜ BUNLARIN HER BİRİSİ, ÖTE TARAFTAN BİR KILAVUZ OLARAK GÖNDERİLDİ.
Iki günde BİNGO
YanıtlaSil1. Öfke kendini haklı çıkarma ve haklılığını kanıtlama çabası anlayana. Öfkeleniyorsun bi konuya konu uzuyor bir bakıyorsun sonuçta öfkelendiği konudan uzaklaşmış basta neye öfkelendiği unutuyorsun çünkü kimse seni anlamıyor. Öfkelensende en iyi çözüm yeni öğrendim diyologg girmeden büyülü kelime "hayirlisi "Allah nasip ederse"
2. Misafir kim gelirse gelsin elinde ne varsa sun güler yüz sıcaklık göster dinle ve uğurla.
İçimi mi okudun yoksa bizi mi gözetliyorsun yoksa tesadüf mü? Yok yok Allah yazdırıyor size bize okusunlar da benim kudretini görsünler diye değil mı? Iki gündür aynı durumu yaşıyorum. (Hallederiz Kadir)