ÖFKENİN NEDENİNE YOLCULUK

Hayat bir yolculuktur. Geriye doğru, ileriye doğru, derine doğru, yüzeye doğru, aşağı ve yukarı doğru bir yolculuk. Bütün yolculukların birleşmesinden bir kemalat yolculuğu yani olgunluk yolculuğu bakiyesi çıkar. Her insanın anlık ve birikmiş bir kemal/olgunluk seviyesi vardır. Bu bakiye şu an net olarak anlaşılamasa da hayatın ilk çıkış noktasında yani ölüm sırasında bir kesişim noktasında kendisini belli eder. Bakiyenin içerisinde tüm duygularla ve bunlarla ilişkimizle ilgili sonuçlar da vardır. Öfke bu yüzden önemlidir. Kesişim noktası ile ilgili sırlar zihne ait bir bilgi değildir. Zihin seviyesinde idrak edilmediği için ancak ruh ve kalp düzeyinde anlaşılabilir. Kesişim noktasının bulunduğu yer insanı meleklerden de yüce ya da aşağıların aşağısı arasında bir yerde, milyarlarca belki de var olan insan sayısı kadar farklı bir yerde ve bir olgunluk noktasında belirler. İlerde bir grafik şeklinde bu kesişim noktasından bahsetmeye çalışacağız. Kişi kemalat yolculuğu esnasında tamamen dış dünyayla ilgili ve zihin yönetiminde bir hayat yaşayıp o şekilde de ölebilir. Bu duruma yanlış ya da doğru demek bizim konumuzun tamamen dışındadır.

Her duygunun içinde ve dışında yolculuk yapmak mümkündür. Bir duygu üzerinde iki türlü çalışma yapılabilir. İçine doğru derinlemesine ve dışından geriye doğru. Öfke, suçluluk, korku/evham, şehvet gibi bilinçaltı bağlantısı ve hikayesi derin olan duygular, özel olarak üzerinde çalışılmadıklarında döngüsel krizlere yol açabilen şiddetli duygular olduğu için bunlar üzerinde eğer yapılabiliyorsa her iki türlü çalışmayı yapmak da güzeldir. Ancak ikinci yolculuk birinci yolculuktan çok farklıdır. Bununla birlikte ikinci yolculuk için teşvik edilmezsiniz, çünkü ikinci yolculuk herkes için geçerli değildir. Şimdi bu iki yolculuktan kısaca bahsedelim.

BİRİNCİ YOLCULUK: Trafikte herkes öfkelenebilir. Hatta öfkelenir. Eğer yıllardır araç kullanıyorsanız ve bugüne kadar trafikte bir kez olsun öfkelenmeden, birilerine sayıp dökmeden araç kullandıysanız, siz bu yolculuğa çıkmadan kendi yolunuza devam edebilir, ikinci yolculukla ilgilenebilirsiniz. Kişi trafiğe çıktığında öfkelenebiliyorsa bu onun öfkesi konusunda çalışma yapması için yeterli bir sebeptir. Günlerdir yaptığınız plan biri yüzünden bozulmuşsa ve ona karşı öfkeden kudurup intikam planları yapmaya başlamışsanız, kırk yaşına geldiğiniz halde üzerinizde baskı yapan ebeveyniniz her defasında sizi deli etmeyi beceriyorsa, hayatınızda size karşı kurulan her cümleyi sanki size saldırıda bulunuluyormuş gibi hissettiren birileri varsa ve siz bu oyuna geliyorsanız bunlar da öfkeyle ilgili çalışma yapmanız için yeterlidir. Siz kendi öfkenizden memnun olduğunuz halde birileri sizin öfkenizden muzdaripse, bir diğer tabirle öfke yüzünden kul hakkına giriyorsanız bu da çalışmak ve bu konu üzerinde düşünmek için yeterli bir sebeptir.  Bunun ötesinde kendimi tüm insanlara karşı öfkeli hissediyorum, çalan bir korna sesi dahi beni öfkelendirmeye yetiyor diyenler de olabilir. Uyandıktan sonra her an öfke radarı gibi çalışıp bugün neye öfkelensem diye arayanlar da olabilir. (Arayan bulur!) Öfke konusunda bir şeyler yazdığım için bana bile öfkeleniyor olabilirsiniz. Hiç fark etmez, bu durumların hepsinde içinizde biri onu bu konuda önemsemeniz ve değer vermeniz için bekliyordur. Bunun kim olduğundan nasipse ikinci yolculukta bahsedeceğiz.  

Bir duygunun bedende oluşturduğu hissi yakalayıp onun içine doğru derinleşen birinci yolculuk, duyguyu yararak içine doğru yaptığımız bir yolculuktur. Zihnimiz öfkeyi çok abartır ve bizi onun içinde boğmayı başarabilir. Onun dev bir balon haline getirdiği bu duyguya bir iğne batırıp bu kocaman balonu patlatmak için birinci yolculuğa çıkarız. Bu yolculuk için önce duygunun sizde bedensel olarak oluşturduğu sonucu bulmak gerekir. Bu oldukça kolaydır. Mesela boğazınız düğümlenmiş olabilir. Sanki göğsünüze ya da karnınıza biri oturmuş gibi olabilir. Duygular göbek deliğiniz ile kalbiniz arasında veya kalbinizle boğazınız arasında bir yerde kendilerine yer bulurlar. Ayrıca daha derin çalışmalarda duyguların kalpteki yerini de bulabilir ve kalbin çevre bölgesinde batmalar, yanmalar, karıncalanmalar şeklinde duyguların bir tezahürünü fark edebilirsiniz. Öfke vb. yoğun duyguların içinde yolculuk yaparken derine ve daha derine doğru yavaş yavaş ilerleyebilirsiniz. Bu yolculuk esnasında önümüzde bazı manzaralar belirebilir. Hepsini kabul edip biraz daha derine doğru ilerlersiniz. Hiçbir manzaraya takılmadan duyguyu yararak derinleşmeye devam edersiniz. Bütün duygular sonunda bir boşluğa açılırlar. Başka bir çareleri yoktur. Sizin gördüğünüz haliyle bir balon gibi şişmiş olsa da aslında duygular en sonunda sonsuz boşluğun içinde çok az bir yer edinebilirler. Öyle az ki belki de yok denecek kadar az. Hiç korkmadan duyguyu yara yara bu boşluğa ulaştığımızda az ya da çok bir rahatlama hissederiz. Ve biraz daha güçlendiğimizi fark ederiz. Bizi kontrol eden ve çok güçlü sandığımız duygunun aslında altı boştur ve sonsuz kâinatta bir nokta kadar dahi yer kaplamaz. Bu yolla duygumuzu yadsımaz sadece hak ettiği gerçeklik noktasına getiririz. Dünya abartılmış duyguların cirit attığı bir yerdir ve bizim çektiğimiz çilelerin çoğu bu abartılmış duygular yüzündendir. Aşırı duygusal bir insan olmak kesinlikle özel bir şey değildir. Hem size hem de çevrenizdekilere çok çileler çektirir. Bu derinleşme çalışması sayesinde duyguları büyütmekten ve onların esiri olmaktan yavaş yavaş kurtulabiliriz. Duygulardan kaçmak ve onlarla baş edemediğimiz için bastırmak yerine içlerinde derinleşmek bize gerçeklerin kapısını az da olsa aralar. Ancak bu çalışma duygu hafızamızı silmediği için başa çıkamadığımız duygular tekrar geldiğinde tekrar yapılması gerekir. Bizim hedefimiz başa çıkamadığımız yani bastırdığımız duyguların hafızasını silmek olduğu için bu yolculuğun yanında ikinci bir yolculuğa ihtiyaç duyarız. Duygu hafızasını silmek için duygu hafızasının içinde neler olduğunu az ya da çok hatırlamak ve ruhumuzla irtibat halinde bunların silinmesi için uyanık kalmak gerekir. Bu ikinci yolculuğun konusudur.

İKİNCİ YOLCULUK: Bundan sonra ikinci yolculuk üzerinde duracağız. Bu yolculuk duygunun en son halinden geriye doğru zaman içinde yapılan ancak bunun için zamansızlıktan yararlanılan bir yolculuktur. Bu yolculuğu anlatmadan önce bazı bilgiler vermek faydalı olabilir. İkinci yolculuk zihin boyutunu aştığı için sık sık zihnin müdahalelerine maruz kalır ve çoğu zaman yapılamaz ya da yarıda kalır. Zihin kendisini aşan bir şey gördüğünde uzaklaşır. Bu oldukça normaldir. İkinci yolculukla ilgili ilerde size grafiklerle yapacağım bir açıklama bu yolcuğun çok az insan tarafından gerçekleştirilebilecek kadar zor olduğunu, diğerlerinin ise hayatlarında farklı derecelerde bilerek ya da bilmeyerek kısmi bir şekilde bu yolculuğu yapabildiklerini gösterir. Çok az insan tam bir kemale erer. Herkes farklı olgunluk noktalarında yolculuk yapar ve faklı olgunluk noktalarında bu yolculuğu bitirir. Bu görebildiğimiz en yüzeysel yorumuyla dünyayı anlamlı hale getirir. Çünkü herşey zıddıyla bilinir. Bu yolculuk kalp ve ruhun derecesinde yapıldığı için yüksek farkındalık gerektirir. Yüksek farkındalık ise zihnin yönetiminden çıkmayı gerektirir. Zihin geçmiş ve gelecekle var olduğu için şimdiki anda barınamaz. Burada yazan bazı şeyler anlaşılmaz olabilir. Bunlar oldukça yavaş ilerleyen ve sindirilen konular olduğu için hızlı çalışan zihin hemen bir sonuca ulaşmak isteyebilir. Aslında zihin sadece bu sistemi bilip bilmediğini kontrol etmeye programlıdır. Zihin kendisine sunulan tüm bilgilerin kaynağını merak eder, yazanın yetkinliğini sorgular ve kendisini tehdit eden bir şey görürse savaşır. Ancak bu bilgiler zihnin ilgili yorumlarından bağımsız bir kaynaktan gelmektedir. Bu kaynak zihnin yorumlarıyla ilgilenmez. Bu nedenle bilimsel sorgulaması yoktur. Hiçbir şeyi kanıtlamaz. Sadece deneyimden bahseder. Üstelik ikinci yolculuğun temeli farkındalık olsa da farkındalığın tek bir yöntemi yoktur. Sınırlı sayıda insan içindir. Belki sadece yazan kişi içindir. Belki de onun için bile yazılmamaktadır. Biz sadece eğer bu konuda bir ilginiz yoksa kendinizi zorlamamanızı ve direnç geliştirmeksizin hemen bu yazıları okumayı bırakmanızı önerebiliriz. Zihninizin bu konudaki direnç gösterdiğini ve burada yazanlarla savaştığınızı hissediyorsanız bu yazıları okumayı hemen bırakın ve sizin için yok sayın. Bu bir şeylerin yolunda gitmediğini birilerinin yanlış ya da doğru olduğunu göstermez sadece sizin için yazılmıyorlar demektir. (Eğer WhatsApp yoluyla bildirim alıyorsanız ve bu sizi rahatsız ediyorsa size gelen ilk gönderinin altına “listeden çıkar/remove from list” yazmanız yeterlidir.) Bu konu hala ilginizi çekiyorsa önümüzdeki bölümleri okumaya devam edebilirsiniz. Tabi eğer önümüzdeki bölümler sadece bir yazma umudu olmaktan öteye geçerse.

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar