YAŞAMAK BÜYÜK BİR İŞTİR Hayat, içinde mutluluklar ve sıkıntılar barındıran, insana bir formda, bir noktada, değişmeksizin ve dönüşmeksizin kalma imkânı vermeyen bir nimet ve aynı zamanda bir külfettir. Yaşıyor olmak başlı başına büyük bir iştir. Hele ki neden yaşadığını bilmiyorsa insan. Bu iş bazen öyle büyür ki, insan ancak uyuşarak var olmanın acısını gidermeye çalışır. Hayatın içindeki mutluluklar bile içinde gizli meşakkatler, bedeller ve birçok gizli korkular barındırır. Mutluluğu kaybetme korkusu hiç de hafife alınmayacak bir evham ve bir korkudur. Ben bu dünyadan öylece geçer giderim hiçbir şey de umurumda olmaz diyorsanız, büyük ihtimalle ermişsinizdir. Mutluluklar da acılar kadar insanın umurunda olan şeylerdir. Mesela bir mutluluğun artık çok geride kalmış olması, insana derin bir iç çektirir. Alışılmış bir mutluluğun artık olmaması ciddi bir elemdir. Kişinin çok sevdiği ve birlikteyken mutlu olduğu annesinin ya da babasının artık yanında olmaması bir elemdi...
Kayıtlar
Ekim, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ACI BEDEN KRİZİ NEDİR, KRİZDEKİ DUYGULARI YÖNETMEK MÜMKÜN MÜDÜR? Kafamızdan atamadığımız sürekli tekrar eden düşünceler yüzünden bazen yıllar süren çileler çekeriz. Bazı düşünceler bize adeta yapışır ve fırsat buldukça bizi yoklayıp öfkelendirir, üzer, korkutur, tedirgin eder hatta kendimizden nefret bile ettirebilir. İnsanın egosunu deştiğimizde bir yandan kendini yüceltmek isterken bir yandan da kendinden nefret eden bir sistemle karşılaşırız. İnsan hayali birtakım düşünceler yüzünden kendisine çok zarar verir, yanlış düşünceleri sebebiyle yanlış duygular oluşturur. Evet, çarpıtılmış düşüncelerimiz hastalıklı duygulara sebep olur. Bizler davranışlarımız ve düşüncelerimiz sebebiyle duygu oluşturan varlıklarız. Mesela bir çiçeği sulamak, bir kediyi ya da bir bebeği sevmek, doğaya çıkıp yürümek gibi davranışlar güzel duygular oluşturmamızı sağlayabilir. Aynı şekilde güzel ve olumlu düşünmek güzel duygulara sahip olmamızı sağlayabilir. Öyleyse güzel düşünerek ve davranarak güzel ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
DUYGULAR TARAFINDAN YÖNETİLMENİN DERİN UYKUSU İnsan ruhunu bir gökyüzü gibi kabul edersek, yaşadığı binlerce duygu bulutlar gibidir, gelirler ve giderler. Ömrümüz boyunca gökyüzümüzden fark edebildiğimiz ve edemediğimiz bir sürü duygu bulutları gelip geçer. Duygularımızdan bazılarını çok derinden geldikleri ve bizim göremeyeceğimiz hatta görmek de istemeyeceğimiz bir şekilde şeffaf oldukları için fark edemeyiz. Onları görünmez hale getirenin biz olduğumuzu da bilmeyiz. İnsanın çocukluk döneminde üstesinden gelemeyip bastırdığı duygular böyledir. Bu duygular yaralı oldukları için fırsat buldukça tekrar tekrar gökyüzümüzden geçerler. Her defasında içimizi daralttıkları için onlardan kaçmanın bir yolunu bulmaya çalışırız. Bu duygular yaralı oldukları için bize acı verirler, aslında onları onarmamızı isterler, durumun vahametini anlatmak için de bizi korkuturlar, ciddi panik ve kaygı oluştururlar ve bizi bir bağımlılığın ya da hastalıklı bir bağlılığın kucağına atarlar. Bu duygular...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
BAZI YALANLAR ÖZÜNDE MASUMİYET BARINDIRIR! Zamanın birinde İstanbul metropolünde güzeller güzeli bir Kezban yaşarmış. Kezban masum yüzüyle, iyilikseverliğiyle, kimseyi kırmamak için yüzünü kendini acındıra acındıra hafiften buruşturarak konuşmasıyla meşhurmuş ve bu haliyle ortalıklarda gezinir dururmuş. Duygularını ifade etmekte, kendinden istenenlere hayır demekte oldukça zorlanan Kezban, yıllar yılı uykusunda hatta gündüzleri bile dişlerini sıktığını, insan içine çıktığında hemen omuzlarının gerildiğini, misafirlikte ayaklarını sallaya sallaya bazen de halıya sürttüre sürttüre oturduğunu bilmezmiş. İnsanların onu yorduğunu ara sıra fark etse de insansız kalmamak için bazı şeylere katlanırmış. Bir gün işyerindeki şefi Kezban’ı diğer çalışanlarla birlikte evine akşam yemeğine davet etmiş. Kezban bu kadına içten içe güvenmiyor ve hatta hiç samimi bulmuyormuş. Ama yüzüne gülüyor hatta samimi davranıyormuş. Kadının zevzek konuşmalarından hiç hazzetmediği için asla yemeğ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
DUYGUSAL OLARAK DAHA GÜÇLÜ OLMAK İÇİN BİLİNÇ ALTI ENGELLERİNİ KEŞFETMEK Çoğu duygunun gereksiz olduğu, gereksiz duygusallıklarla ve sahte benliklerle dolu bu küçük dünyada, duygusal olarak her zaman güçlü olmak zordur. Hele ki kolektiften gelen bunca etki yanında olumsuz ya da kendimize zarar verdiğini düşündüğümüz duyguların kontrolü altındaysak. Kurtulamadığımız dönüşler, kısır döngüler yaşıyorsak. Bir şeyler hep bizi buluyorsa! İnsanın duygusal gücü, duygularını yönetebilmesiyle, duygularını yönetebilmesi ise duygularını bastırmaktan kurtulmasıyla başlar. Birçok insan duygularını gerçekten kontrol edemez, sadece ediyor gibi görünür. Üstesinden gelemediği duyguları bastırıp, yok sayıp, bir gün patlamaları için erteler. Bastırılmış duyguların patlaması çoğu zaman öfke, şehvet, şiddetli takıntı, şiddetli istek, üstün olma ve her şeyi kontrolü altında bulundurma krizleri ile kendini gösterir. Bilinç altımız her şeyi kontrol altında tutmak isterken bazen de kontrol alt...